Nota, müziğin kendine özgü dili olarak bilinir. Müzik, duyguları ve düşünceleri ifade etme yeteneğiyle öne çıkar. Yüzyıllar öncesinde ilkel insanların doğadaki sesleri taklit etmesiyle başlayan müzik, günümüzdeki modern haline ulaşana kadar birçok evrimsel süreçten geçmiştir. Müzik yazımı, basımı, okunması ve çalınması süreçlerinde notalar önemli bir rol oynar. Notalar, porte adı verilen çizgiler üzerinde yer alır. Her notanın başında bir anahtar bulunur ve üç tür anahtar vardır: Sol, Do ve Fa anahtarları. Duraklama işaretlerine ise "es" adı verilir.

Nota, müzikteki seslerin kağıt üzerinde yazılıp çizilmesiyle okuyucu tarafından anlaşılmasını sağlar. Tarih boyunca nota, farklı şekillerde kullanılmıştır. Eskiden notalar genellikle harflerle ifade edilerek kullanılmış, bazen de özel işaretlerle ifade edilmiştir. Günümüzde ise notalar, çeşitli şekillerle gösterilmektedir. Notalar, beş çizgi ve dört aralıktan oluşan uzun çizgiler üzerinde yer alır. Bu çizgilere "porte" adı verilir. Portedeki çizgi ve aralıklarda yer alan işaretler, Do, Re, Mi, Fa, Sol, La, Si olarak adlandırılır. Bu isimler, seslerin karışmasını engellemek için verilmiştir. Portedeki çizgi ve aralıklar, belli sesleri gösterir. Nota üzerindeki her işaret, temsil ettiği sesin yüksekliğini ve uzunluğunu belirtir. Notanın şekli, sesin uzunluğunu ve değerini gösterirken, porte üzerindeki yeri ise sesin yüksekliğini belirler.

Seslerin değer ve uzunluğunu gösteren yedi farklı şekil vardır:

Notaların okunmasına "solfej," bir kişinin güfteyi notalara uygun okumasına ise "icra" denir. Seslere ait olan bu nota değerleri asla değişmez. Nota üzerinde ses perdeleri anahtar şekliyle ayarlanır. Genellikle notalar portelerin içine düşürülmemeye çalışılır ve zor durumda dışarı yazılır. İşaretler için kısa ek çizgiler çizilir.

Nota işaretinin önüne katılan nokta, notanın değerinin en az yarım kadar artmasına neden olur. Notanın üzerinde vurgu işareti varsa, o notanın kuvvetli bir şekilde çalınmasını sağlar. Böylelikle, notalar bir araya gelerek müziği oluşturur. Müziğin ruhun gıdası olduğu söylenir; bu bağlamda, notalar müziğin en önemli besin kaynağıdır.